İnsülin Direnci ve Yaşlanma

Tarafından gönderildi: admin Yorumlar: 0

İnsülin Direnci Nedir?

İnsülin direnci, dünya genelinde ve Türkiye’de yaygın görülen bir metabolik sorundur. Özellikle 40-45 yaş arasındaki erkeklerde %40 oranında görülürken, kadınlarda en sık 45-50 yaş arasında ortaya çıkmaktadır. Sürekli kilo alan, kilo vermekte zorlanan, sık sık tatlı krizleri yaşayan bireylerin mutlaka bir doktora danışması gerekmektedir.

İnsülin Direnci Nasıl Gelişir?

İnsülin, pankreasta üretilen ve kandaki glukoz seviyesini düzenleyen hayati bir hormondur. Kan şekeri yükseldiğinde, pankreas insülin salgılar ve glukozu hücrelere taşır. Ancak insülin direnci geliştiğinde, hücrelerdeki insülin reseptörleri insüline karşı duyarsız hale gelir. Bunun sonucunda:

  • Hücreler glukozu yeterince alamaz, enerji eksikliği oluşur ve iştah artar.
  • Vücut, glukozu hücrelere iletmek için 2-3 kat daha fazla insülin üretmek zorunda kalır.
  • Fazla insülin salgılanması, yağ depolanmasını artırır ve kilo alımına neden olur.
  • Uzun vadede insülin direnci tedavi edilmezse tip 2 diyabet riski yükselir.

İnsülin Direnci Belirtileri Nelerdir?

İnsülin direnciniz olup olmadığını anlamak için bazı kan testleri yapılmalıdır. Açlık kan şekeri ve insülin seviyeleri bu testlerle belirlenir.

  • Normalde açlık kan şekerinin 100 mg/dL’nin altında olması gerekir.
  • Eğer kan şekeri 95 mg/dL iken insülin seviyesi 13’ün üzerindeyse insülin direnci olduğu düşünülebilir.
  • Kan şekeri 105 mg/dL, insülin seviyesi 20 mg/dL olduğunda ise ciddi bir insülin direnci mevcuttur.

İnsülin Direncini Gösteren Diğer Kriterler

Aşağıdaki kriterlerden en az 3’üne sahipseniz, insülin direnci sendromu ya da metabolik sendrom teşhisi konulabilir:

Beden kitle indeksi (BKİ) 30’un üzerindeyse

HDL (iyi kolesterol) düşükse (Kadınlarda 50 mg/dL, erkeklerde 40 mg/dL’nin altında)

Trigliserid seviyesi 150 mg/dL’nin üzerindeyse

Açlık kan şekeri 100 mg/dL’den yüksekse

Yüksek tansiyon varsaBel çevresi erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’den büyükse

Hipoglisemi belirtileri (ani açlık, halsizlik, baş dönmesi) varsa

İnsülin Direncinde Beslenme ve Diyet Önerileri

İnsülin direncini kontrol altına almanın en etkili yolu sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizdir. Vücut ağırlığının %10’unun kaybedilmesi bile insülin direncini önemli ölçüde azaltabilir.

Beslenme Önerileri:

  • Tam tahıllar, sebzeler, meyveler, baklagiller ve düşük yağlı süt ürünleri dengeli tüketilmelidir.
  • Düşük glisemik indeksli gıdalar tercih edilmelidir.
  • Karbonhidrat alımı kontrollü olmalı, glisemik kontrol sağlanmalıdır.
  • Şeker alkolleri ve tatlandırıcılar, belirlenen günlük dozları aşmamak kaydıyla tüketilebilir.

Glisemik İndeksi Yüksek Olan ve Kaçınılması Gereken Besinler:

  • Rafine şekerler (sukroz, glukoz, maltoz)
  • Reçel, marmelat, pekmez, bal
  • Tatlılar, pasta, kek, kurabiye
  • Beyaz ekmek, beyaz pirinç, makarna
  • Mısır ve mısır ürünleri (mısır ekmeği, gevrek)
  • Bisküvi, çikolata, gofret
  • Hazır meyve suları ve gazlı içecekler
  • Patates, pancar kökü
  • Yüksek şeker içeren meyveler (muz, üzüm, incir, kavun, karpuz)

Egzersiz ve Fiziksel Aktivitenin Önemi

Egzersiz, insülin duyarlılığını artırarak kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle:

  • Zayıflama sürecinde, yemeklerden 1 saat sonra haftada toplam 200 dakika yürüyüş önerilir.
  • Kilo koruma döneminde, haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalıdır.

İnsülin direnci, vücudun şeker, yağ ve proteini kan dolaşımından verimli bir şekilde temizleyememesine neden olur. Karaciğer ve kaslar, bu besinleri enerjiye dönüştüremediği için kandaki glukoz seviyesi yükselir ve hücreler gerekli yakıtı alamaz. Sonuç olarak, organlar besin bolluğu içinde açlık çeker ve kronik yorgunluk kaçınılmaz hale gelir.

Bu durum, özellikle yüksek şeker içeren yüksek kalorili besinlere (makarna, tahıl ürünleri, alkol) olan isteği artırır ve bir kısır döngü yaratır. Aşırı insülin üretimi (hiperinsülinemi) daha da şiddetlenerek metabolizmayı olumsuz etkiler. Zamanla bel çevresinde yağlanma artar, kandaki trigliserit ve tokluk kan şekeri seviyeleri yükselir, kan basıncı artar. Bu süreç, erken yaşlanmayı ve metabolik sorunları tetikler.

Uzun vadede LDL (kötü) kolesterol seviyeleri yükselirken, HDL (iyi) kolesterol seviyeleri düşer. Damar sertliği, kalp-damar hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon riski giderek artar. İnsülin direncini kontrol altına almak için dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite büyük önem taşır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir