Astım
Astım, tekrarlayan hava yolu daralması ve tıkanıklık atakları ile karekterize; allerjenler, viral enfeksiyonlar ve egzersiz ile tetiklenebilen aşırı hava yolu duyarlılığı durumudur. Çocukluk çağındaki kronik öksürük nedenlerinin en önemlilerinden biridir.
Tekrarlayan öksürük ve hırıltı atakları, ataklar arasında normal ve semptomsuz bir süreç gözlenir. Bu klinik duruma gece öksürükleri eşlik edebilir. Sıklıkla, nefes darlığı ana semptom olarak gözlenir.
Hasta atak sırasında nefes almak için yardımcı solunum kaslarını devereye sokar ve dışarıdan hırıldama şeklinde sesler, hışıltılar duyulabilir.
Öyküde; tekrarlayan öksürük, hışıltılı ataklar olması,birinci derece akrabalarda astım öyküsü bulunması, solunum fonksiyon testleri bulguları ve atak sırasındaki muayene bulguları ile tanı konulup tedavi planlanmaktadır.
Risk faktörleri arasında bebeklikte atopik dermatit hikayesi, anne veya babada astım tanısı olması, allerjen duyarlılığı, soğuk algınlığı dışında hışıltı atakları, allerjik rinit tanısı almış olmak ve besin allerjisi belirlenmesi ile kan sayımında eozinofili olması vardır.
Tedavide hedeflenen, gündüz ve gece semptomlarının kontrol altına alınması, çocuğun aktivitelerinin normale dönmesidir. Atakların önlenmesi ve solunum fonksiyon testlerinin normal sınırlarda olması sağlanmaya çalışılır.
Akut tonsillit/farenjit
Tonsillofarenjit tanısı çocukluk çağında poliklinik ve hastanelerde en sık konulan tanıdır. Kapalı yerler, iklim değişiklikleri bu duruma zemin hazırlamaktadır. Beta olarak bilinen streptokok farenjitleri 3 yaş altında organizmanın irtibat kuracağı reseptörler gelişmediğinden nadirdir. En sık okul çocuğu yaş grubunda görülmektedir.
Tüm bu grupta gözlenen etkenlerin %75-80 i viral yani antibiyotik ile tedavi etme şansı bulunmayan / antibiyotik vermeye de gerek olmayan gruptur.
Klinik iyi değerlendirilmeli, hızlı test ya da kültürler yapılmalı ve gerekli vakalarda antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.
Öksürük
Yaş gruplarına göre öksürük sebepleri çok çeşitli olabilmektedir. Yenidoğan döneminde yutma fonksiyonunda bozukluk, fistüller, gastroözefageal reflü ve hatta kalp yetmezliği sebepler arasındadır.
Okul öncesi dönemlerde tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, astım, gastroözefageal reflü, sigara maruziyeti, atipik enfeksiyonlar daha sık gözlenmektedir.
Okul çağında tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, astım, geniz akıntısı, sinüzit, sigara maruziyeti daha ön plana geçmektedir.
Öksürük 3 haftadan uzun sürüyorsa bu durum kronik öksürük olarak tanımlanır, mutlaka hasta değerlendirilmeli ve gerekli kontroller yapılmalıdır.
Ve her öksürük antibiyotik gerektirir bilgisi yanlıştır.
Kabızlık
Çocuklarda oldukça sık rastlanılan bir problemdir. Yarıya yakınında ailesel bir yatkınlık ve hikaye tespit edilmektedir. Haftada 3 defadan az dışkılama, sert dışkılama, dışkı yapmak istemediğinden dolayı çocuğun iç çamaşırında küçük miktarda dışkı kaçırma lekeleri, ya da kalıntıları görüldüğünde kabızlıktan bahsedilebilir. Kabızlık akut ve kronik olarak sınıflandırılabilir.
Akut olan kabızlık, diyet, çevre değişikliği gibi durumlar neticesinde çıkar ve genellikle karın ağrısı başvuru yakınmasıdır. Kronik kabızlık ise 1 aydan uzun süren kabızlıktır. Tedavisiz kalırsa dışkı kaçırmalara neden olmaya başlar.
Yaş gruplarına göre dışkı yapma sayısı oldukça değişkendir. Özellikle Fonksiyonel kabızlık durumunda erken tuvalet eğitimi, okul tuvaletlerindeki hijyen sorunu ön planda olmakta, çocuklarda dışkı yapmamak için çeşitli hareketler, postürler gözlenebilmektedir.
Orta Kulak İltihabı
Akut otitis media (orta kulak iltihabı) çocukluk çağının sık görülen hastalıklarından biridir. Ateş, kulak ağrısı, huzursuzluk gibi belirtilere yol açarken zarda oluşabilecek hasarlanmalar ve akıntı süreç içerisinde görülebilir.
Altı ayda 3, 12 ayda 4 otit atağı tekrarlayan otit yanışı alır. Otitis media duymada sorunlar, konuşma gecikmesi gibi problemlere sebep olabilmektedir.
Sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra gelişebilen otitis media sıklıkla kendiliğinden iyileşme eğilimindedir. Ancak yine de kontrol altında tutulmalı bu duruma sekonder gelişebilecek komplikasyonlar göz ardı edilmemelidir.
Henoch Schönlein Purpurası (HSP)
Henoch Schönlein Purpurası (HSP), çocukluk çağının en sık görülen vaskülitidir. Bu hastalıktaki vaskülit, küçük damarların iltihaplanması olarak tanımlanabilir. Bu damarlar vücutta birçok yerde-organda bulunmaktadır. Bu sebepten, özellikle hastalığın ilk safhalarında böbrekler ve barsaklar başta olmak üzere birçok organ etkilenebilmekte ve hasarlanmalar, kanamalar olabilmektedir.
Ciltte, kırmızı, basmakla solmayan döküntüler varlığında mutlaka bir uzman tarafından hasta değerlendirilmeli ve takibe alınmalı, gerekli tedaviler başlanmalıdır.
Bu hastalık takibinde, ilk zamanlar daha sık olmakla birlikte, sonraki yıllarda bile böbrek tutulumu olabildiğinden hastaların çocuk nefroloji uzmanı kontrolünde takibi çok önem kazanmaktadır.
Ailevi Akdeniz Ateşi
Ailevi Akdeniz Ateşi, ataklar şeklinde görülen ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı, eklem ağrısı ya da şişmesi gibi bulguların 2 ya da daha fazlasının birlike görüldüğü; genellikle 6 saatten uzun süren ataklar dışında hastanın hiç bir semptomunun ve patolojik laboratuvar bulgusunun bulunmadığı bir hastalıktır.
Ailede tekrarlayan karın ağrısı atakları olması uyarıcı olmalı ve bir uzmana takip ve tedavi için başvurulmalıdır.
Ataklar tedavisiz kaldığında uygun takip edilmediğinde “Amiloidoz” denilen, böbrekler başta olmak üzere çeşitli organlarda birikim ve hasara yol açan bir klinik tablo ortaya çıkmaktadır ki, hastalığın bu döneme girmeden kontrol altına alınması elzemdir.